بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ٱلْقَارِعَةُ ١

Yürekleri hoplatan büyük felaket!

– Diyanet İşleri

مَا ٱلْقَارِعَةُ ٢

Nedir o yürekleri hoplatan büyük felaket?

– Diyanet İşleri

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلْقَارِعَةُ ٣

Yürekleri hoplatan büyük felaketin ne olduğunu sen ne bileceksin?

– Diyanet İşleri

يَوْمَ يَكُونُ ٱلنَّاسُ كَٱلْفَرَاشِ ٱلْمَبْثُوثِ ٤

O gün insanlar, her biri bir tarafa uçuşan küçük kelebekler gibi olacaktır.

– Diyanet İşleri

وَتَكُونُ ٱلْجِبَالُ كَٱلْعِهْنِ ٱلْمَنفُوشِ ٥

Dağlar da atılmış renkli yünler gibi olacaktır.

– Diyanet İşleri

فَأَمَّا مَن ثَقُلَتْ مَوَٰزِينُهُۥ ٦

İşte o vakit, kimin tartıları ağır gelmişse,

– Diyanet İşleri

فَهُوَ فِى عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ ٧

Artık o, hoşnut olacağı bir hayat içinde olacaktır.

– Diyanet İşleri

وَأَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَٰزِينُهُۥ ٨

Ama kimin de tartıları hafif gelirse,

– Diyanet İşleri

فَأُمُّهُۥ هَاوِيَةٌ ٩

İşte onun anası (varacağı yer) Hâviye’dir.

– Diyanet İşleri

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا هِيَهْ ١٠

Sen Hâviye’nin ne olduğunu ne bileceksin?

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu